2 Ocak 2011 Pazar

kendi sahnemde kendi oyunumu fazla başarılı oynamışım

asfalta yüzüstü yatsam şimdi sırtıma yağmur yağsa ensem üşüse donsa
aydan yansıyanlar bulutlardan geçebilip yerdeki damlalara gelebilen ışıklar renklere bölünse gözüme
hiç ses olmasın hiç zaman olmasın
bir tek bir sürü ben olayım

yorgun yorgun kart sonra birden bağırırken dans ederken gülmekten ağlarken
korksam mesela kalbim hızlı hızlı atsa yatağın içine girip taze poça yesem yumurta bal mandalina
çamurda yuvarlanıp tertemiz banyo yapsam
içsem sonra bir şeyler yazsam kafamda

her çeşit bir şeyler yazsam sevimli olamasam anlaşılabilir olamasam yersiz olsam
baktığımda okumak istemesem sıkılsam veya özensem
hep aynı bokları yesem dursam ölene kadar hata yapsam
beklesem dursam kendimi beklesem

kızsam ama bir ayna bir ses kaydedicisi bir fotoğraf makinası ne kadar kızsa
kırılsam ölene kadar yolu var onun da anca
can versem benden fazlasını daha uzununu daha büyüğünü altında kalmasam mı
hayran olsam baksam geçmez mi

gerçekten anlamamak hakikaten anlamamak
anlayamamak değil çünkü
anlaşılacak bir şey değil çünkü
komik olamayacak kadar saksağanlık bana farz bana diyet

güzel diyebileceğim bir şey yokken ne kadar farkedebilirim ki çirkinliği
hayal ettiğin vakit ya irkiliyosun ya da içkili oluyosun
inanacak yerlerim nasır tutmuş kangren olmuş çöldeki çatlaklar gibi susuz kalmış belki
kendi sahnemde kendi oyunumu fazla başarılı oynamışım

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder