öyle oda oda her şey
her ev kocaman
senin evin en büyüğü olucak
sen çıkmak istedikçe kat çıkılıcak üstüne
büyüklüğü göz korkutucu da olsa içi bu kadar gerekiyomuş dedirticek
her katında başka manzara her odada başka bi koku olucak
zaman gibi olucak evin
unutturmıyıcak sana geçmişini
istediğin zamanda yaşıyabiliceksin
her oda diğer oda için, çıkmak istediğinde diğer odanın anahtarını bulman gerekicek
ve unutmaman gerekicek yerlerini, onu oraya nasıl koyduğunu, bu tazeliği seviceksin
kendini en çok anladığın yer evin olucak karıştırıcak çok şeyin olucak ve hepsi elinin altında olucak görüntülerin kayıtlı
yatak odanda çok büyük yuvarlak bembeyaz bi yatağın olucak tam ortasında uyumayı seviceksin
rahatsız etmiyicek uzaklıktan suların ve kuşların sesleri gelicek gece tazetaze
arada burnuna güzel çiçek kokuları gelicek sıkılınmıyıcak kadar nazlı olucaklar
dokunmak istersen elim yanında açık olucak
ben ufak gölün orda olucam genelde orda uyuklamayı sevicem
bir ateş boyu uyuycam karın üstünde çırılçıplak
sesin geldiğinde bahar gelicek uyanıvericem
sana arkadaşlık edicem gözlerimle, içlerine akıtıcaksın memnunsuzluğunu
zamanına göre yemekler kokucak mutfaktan
peynirli börekler çikolatalı pastalar
en güzel hayvansal gıdalar:)
canın her istediğinde hazır olucaklar ellerimle yediricem sana :D
yağmur yıkıyıcak güneş kurutucak güzel tenini
en güzel koku senin kokun olucak o evde
sen tertemiz olduğunda dünya durucak bi kaç dakika
bütün ev sen kokucak o zaman işte en şükür ettiğimiz an olucak
her şey canlı ahşap olucak bütün ev yeşillik olucak gülümseyen yapraklar
onları kandırıcaksın oyun oynıycaksın ama peşini bırakmıycaklar
ama altetmesini her zaman biliceksin
bahçen evin üstünde olucak dünyayı yarım küreden çok az fazla olarak görüceksin kimse oraya giremiyicek
gölgeler sana değmiyicek ışıklar gözünü almıycak
çok efendi panjurların olucak halden anlar tam hizmetkar
renkleri ayıklıyıcaklar içeri havayı seçicekler sevdiğinden
en güzel akşamüstü göle çarptığında yok olucaklar size davet var mekan dışarsı
incecik olucak herşey zarif küçük küçük her yer uçsuz ufak tefek güzel işlemeler kare kare
ışığın her tonunu seçiceksin istediğinde
boynuna esicek akşam esintisi tam da gündüz olsa da
ve ara diğil günün yarısı olarak, tatil zamanın
için artık dolduğunda yarısından biraz azı tual olucak yarım kürenin
ve oraya büyünü yapıcaksın tüm şehvetinle
o kadar güzel şeyler yapıcaksın ki tüm güzel sanılanlar önünde eğilicek
kimse gördüğüne inanamıyıcak ben ellerini öpücem haberi alıp
ve senin için tören yapmayı kalbimizden istiyicez
biz bütün elyapması şeyleri dünyanın,, benim şefliğimde yeni gösterimize başlıyıcaz
sadece senin ağzındaki kıvrılmayı görebilmek için koltuğunda
gözündeki parlaklık bizim yaşamımız olucak bizi en çok o sevindiricek
seni sıkmadan bitiricez gösterimizi yanına makyajlı yüzümle koşup beğendin mi diyicem
dudaklarımı temizleyip küçük bi öpücük vericeksin ve iyisine bir kıyameti koparıcam tek boş alan kalmadan her yer gürültü ve havai fişeklerle dolucak bu bizi sevindiricek
bütün ev gece yatarken seni düşünücek
sana hizmet etmenin ne kadar güzel olduğunu ne kadar şanslı olduklarını ve uykuya dalıcaklar
sen de onları seviceksin onlar günlerine nokta koyarken tanrıyla rutin konuşmanı yapıcaksın
beni karların altından alıp bir fincan kahve ikram ediceksin
sana sorucam mutlu musun diye
fena diilim diyiceksin saol diyiceksin
anahtarını bulabildin mi diyicem
hayır diyiceksin belki de bu sefer bulmam gerekmiyodur . .
nasıl ya diyicem
öyle işte diyiceksin
ben üzülücem
merak etme diyiceksin
merak etme sercan çünkü sen en olabilicek şeyi yaptın
ve bulabiliceğim bütün anahtarları buldum
sana çok teşekkür ederim
ve belki sevinirsin bi anahtar için sana ihtiyacım var
bana mı diyicem sana
evet sana diyiceksin hiç olmadığın kadar samimi gözlerinle
elini kalbime koyup sen benim bulmam gereken son anahtarları burda taşıyosun
olamam diyicem bana böyle deme ama beni buna aşık ediceksin
bir anda soytarı şefliğinden prensliğe yükselicem
sen bana asilliği öğretirken ben kalbimde ne olduğunu düşünmeye başlıyıcam
sen bana hizmet ettirirken evi, yüzündeki gülümseme beni korkutucak
hazır olamamak içimi kemirmeye başlıyıcak
sen tüm kalenderliinle bana bakıp
çocuk seni istiyorum dediğinde dizlerim titriyicek hayır istemiyosun diyicem
ve o gece bana sahip olucaksın :D
uyandığımda yanımda olan sen beni gerçekten o odada hissettiricek
ve evet ben de bu odadayım bu kadın benim kadınım dediğimde
şimşekler çakıcak az fazla yarım küre dünyamızda
ben oraya laneti getiricem en koyusundan
bize bi şey olmıycak ama manzaramız kararıcak
niçin böyle yaptın diyicem
bunun olması gerekiyodu diyceksin
nasıl olması gerekiyodu diyicem
sen benim kışımsın ve en çok kışa ihtiyacımız var diyceksin
çok büyük bi yük bindiriceksin kendimi anlıyamıyıcam bi soytarıyken kötü bi görünüme gelmek içimi acıtıcak
sana küsücem bana yaptığını beğenmiyicem
gösterileri bırakıcam seni görmek istemiycem kaçıcam
ve çok uzun zamanlar geçicek
odamdan mızıkamı almaya çıkarken yeni gösteri ekibini görücem ve yaptıkları işi hiç beğenmiycem
anlatmaya çalışıcam böyle yapmalısınız diyicem yapamadıklarında yeni şeflerine bağırıcam
o ara bembeyaz kıyafetinle iniceksin odadan
senden gözlerimi kaçırıcam
ben olmadan sen eğlenceyi nefrete
sen olmadan ben güzelliği bencilliğe çeviriyorum
biz aynı enerjinin birbirini çekemiyen arkadaşlarıyız
artık barışalım. . .
sana bakıyorum bana o kadar güzel bakıyosun
bana yakın olman da bunun için di mi diyorum
evet diyosun ama buna mecburum
bana yakın olman bi mecburiyet gerektirmedikçe beni arama diyip çekip gidiyorum
ve ev değişiyo uzaktan görüyorum
sen evle arkadaş oluyosun ve evi besliyosun gülücüklerinle
ben uzaktayım ama yanaşmıyorum ormanda bi kaç arkadaş buluyorum onları eğlendiriyorum ama seninle olduğu gibi zevk vermiyo
eski günlerimizi ne kadar basit olduğumuzu hatırlıyıp iç geçiriyorum yalnızken
ev kendini yeniliyo daha canlı oluyo daha anlamlı görünüyo bensiz
uzaktan bakıyorum hergün ve beğendiim çok güzel bi balkon yapıyosunuz
tam istediğim yere bakan gündüzden başliip güneş gören günbatımına dek
ama nasıl olsa ben heryerdeyim diyip önemsemiyorum
bi mektup geliyo artık kaçmana gerek yok bugün bize gel
seni özlemenin de ihtiyacıyla gidiyim bari neyapmışlar diyorum yalandan
ve servisin bittiğini görüyorum seni hiç bu kadar kalabalık bi yerde görmemiştim diyorum
herkes bana özlem dolu gözlerle bakıyo tüm panjurlar tüm balkonlar tüm tencereler
anlam veremiyorum sana bakıyorum elinde bir tabakla geliyosun
bu tabağın sahibi diyosun bizi varoluşumuzdan buyana idare eden biri..
o olmasaydı bu duruma gelemezdik
bize umut veren tek şey o oldu yüzyıllardır
ve bu tabaktaki yemekleri en çok o haketti
tam ben mi diyicekken tabak önüme konuyo
evet sen diyosun
hiç bu kadar sevgi dolu bi tabak görmemiştim diyorum o kadar şaşırıyorum ki saatlerce tabağa bakıyorum ama kimse hadi ye soğuyucak demiyo çünkü soğumuyo
bu evden çıkan bu yemek sonsuza kadar yenebilicek bi yemek
ve ben yemeği yiyorm ve doyuyorm
bu olamaz diyorm ben bu yemeği çok sevdim
bundan sonra kalırsan yemekte hep bu tat var diyosun
sana bakıyorum, gülüyorum
ve bi anda anahtar beliriyo masada
senin diyosun
yeni odana gidiyoruz
ve sevişiyoruz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder