11 Ocak 2013 Cuma

some kind of monster

siyah dumanları dağıtmak istiyorum, bilinemezliği seviyorum. bu içgüdü işte doğru olan şeyleri yaptırdı tarihe.
onun da böyle bir yönü var, oydu zaten içimde umut uyandıran. bir kadın gibi değil işte abi erkek gibi. ne yaparsa yapsın erkek yani. olmuyor ya yapamıyorlar yani. sürekli karamsar falan olup, uydurulmuş bir mantıkta çok hani fazla muhafazakar bir mantıkta olup, senin de içini kemirmeler falan. Bilgiye saldırmalar, yanlışı yanlış yerde aramalar. bilgi faşizmi lan bu sen bana daha ne anlatıyorsun. ki konuşur konuşur eylem yapmak lazıma bağlarlar. helloooo merhabaaa? sen kendini bir gerçekleştirdin miii?
ben duygular dünyasının çok daha keyifli olduğunu çoktan keşfetmişim abi. olayın ne kadar boktan olduğunun çok başlarda farkındaydım yani. kararlarımı verdim nasıl olunacağına dair ve bu konuda hiç şüpheye düşmedim henüz. çünkü böyle olması daha da daha da anlam katıyor her yaşadığım olayda. ve kocamanım şu anda. ben stv'deki dizide oynamadan önce şöyle düşünmüştüm: oynamamak, oradaki emeği küçümsemek gibi olacaktı biliyor musun. ve ben kendi ayaklarımın üstünde durmalıyım, insan olarak görevim bu. herkes idol olmak istiyor ama böyle olmadığını, dünyanın böyle bir yer olmaması gerektiğini biliyorum. benim buradan giderek, buradaki siyah dumanları dağıtarak, bunu yapan tek insan olarak, yeni bir idol tanımı yapmam lazım. buradaki aynaları indirmem lazım yani. bizim yaşlı kabare sanatçılarına ihtiyacımız var. hayatında inişler-çıkışlar bol bol yaşanmış, yine de şaşaasından, parlaklığından hiç kaybetmemeyi başarmış insanlara ihtiyacımız var. bu dünyanın korkudan arındırılması gerektiğini düşünen insanlar; korkuya karşı hep kazanabilecek bir varoluşa sahip olduklarına inandıracak.
ondan nasıl vazgeçtim tamam olmayacak bu dedim: bu ailesinin yanına gitmiş işte babasıyla rakı falan içmiş onu yazmış falan internete. orada dedim ki yani tamam eyvallah abi dedim yani. saatlerce sana konuşabilir yani ha sana babası hakkında. iyisiyle kötüsüyle ama daha çok kötüsüyle. o baskıdan kurtulması gerektiğinin farkında aslında gayet kafası da çok çalıştığından. hiçbir şey yapmaz, babasına küfreder, sonra gider rakı içerler falan. bu ne ya kaç yaşındayız abi. bu herifin beni anlama ihtimali nedir? ben on üç yaşımdan beri kendi ayaklarımın üstünde durabiliyorum abi. çok işte çalıştım bir sürü şey sıkıştırdım şu hayatıma korkmadan ama hiçbir zaman babam annemle boşandı ve böyle oldu gibi hiçbir bahane falan koymadım yani kendi önüme. bu özgürlüğün tadını anlatabilir misin şimdi bu herife. hayatla da sanatla olduğu gibi izleyici olarak bir bağı var. kapasitesi o kadar yani.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder